Klavye Kahramanlığının Mutlaka Bir Bedeli Olmaktadır

Rize Baro Başkanı Avukat Ümit Peçe, sosyal medya üzerinden gerçekleştiren en yoğun suç tipinin hakaret olduğunu belirterek, “Suç internetten işlenince bir yaptırımı olmayacağı düşünülüyor. “ dedi.

Rize Baro Başkanı Avukat Ümit Peçe, internet ve sosyal medya ortamında yapılan paylaşım ve yorumların son günlerin en güncel tartışma konusu olduğunu kaydederek, “Tabiri yerindeyse ‘ağzı olan konuşuyor’ konuşmakla kalmıyor. İftira, hakaret, tehdit vs her türlü suçu işlemekten de çekinmiyor. Suç internetten işlenince bir yaptırımı olmayacağı düşünülüyor. “ dedi. Baro Başkanı Av. Peçe, insanların yüz yüze bulunmaması ve kendilerini fiziki olarak güvende hmeleri nedeniyle, günlük hayatta gerçekleştirmeye cesaret edemeyecekleri birçok suç fiilini internet ortamında kolaylıkla gerçekleştirebildiklerini ortaya koyduklarını ifade ederek, “Bu anlamda sosyal medya üzerinden gerçekleştiren en yoğun suç tipi hakaret olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumda bir kesim tarafından hafife alınacak bir fiil olarak görülse de kişilerin ‘şeref, onur ve saygınlık’ hakkı önemli bir haktır. Bu hakka yönelik olan hakaret suçu kişi ve toplum yararı açısından cezasız kalmaması gereken bir suç tipidir.” diye konuştu. Sosyal medyadan hakaret ve iftiraya maruz kalan kişilerin birçoğu haklarını nasıl arayacağını bilmediğini bir kısmının da Adli merciler önünde uğraşmak istediğini kaydeden Baro Başkanı Peçe, “Sosyal medyadan hakaret ve iftiraya maruz kalan kişilerin birçoğu haklarını nasıl arayacağını bilmiyor, bir kısmı da adli merciler önünde uğraşmak istemiyor. Ancak uygulamanın içerisinde olan birisi olarak belirtmek isterim ki sosyal medya veya basın yolu ile işlenen suçlarda şikayet ve dava halinde hiçbir eylem karşılıksız kalmıyor. Kişilik haklarına yönelik saldırı nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat davalarından hiç de küçümsenmeyecek tazminat kararları çıkıyor.” dedi. Avukat Peçe, bir anlık öfke ve fevrilikle muhatabın şeref, onur ve haysiyetini hiçe sayarak yapılan yorum ve paylaşımların mutlaka bir bedeli olduğunun unutulmaması gerektiğini sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “Maalesef insanımız yaptırım olarak ‘tutuklamayı’ ölçü olarak alıyor. Şahıs tutuklanmadıysa bir yaptırımla karşılaşmayacağını düşünüyor. Ancak CMK’da tahdidi olarak belirtilen tutuklama koşullarından olmayan hakaret suçunda hapis cezası dışında Hukuk Mahkemelerinde ciddi maddi ve manevi tazminat kararları çıkmaktadır. 5651 sayılı Kanun, internet ve sosyal medya ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile internet ortamında işlenen belirli suçlara içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemek amacıyla çıkartılmıştır. Kişilik hakkı ihlalleri bakımından 6518 ve 6527 sayılı Kanunlar ile kişilik hakkı ihlâlleri ve özel hayatın gizliliğinin ihlâli nedeniyle içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararı alma yolu öngörülmüştür. Hakaret suçu Türk Ceza Kanunun 125. Maddesinin 1. Fıkrasında; ‘Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.’şeklinde tanımlanmıştır. Anılan maddenin 2. Fıkrasında ise; ‘Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.’ şeklindeki hükümle hakaret suçunun sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile işlenmesi hakaret suçunun temel şekli ile aynı tutulmuştur. Suçun kanuni tanımından anlaşıldığı üzere somut fiil ya da olgu isnat edilmesi veya sövülmesi şayet objektif olarak muhatabının onur, şeref ve haysiyetini rencide edebilecek derecede ise hakaret suçu kapsamında değerlendirilebilecektir. Bu bakımdan bir anlık öfke ve fevrilikle muhatabın şeref, onur ve haysiyetini hiçe sayarak yapılan yorum ve paylaşımların mutlaka bir bedeli olduğunu unutmayalım.“